18. Ağu, 2015

DOMİNO ETKİSİNE İNANIN. KÖTÜLER OLMASA İDİ SÜPER KAHRAMANLARA DA İHTİYAÇ OLMAZDI.

LÜTFEN TÜM YAZILARI DERS GİBİ, GEÇMİŞ TARİHTEN BAŞLAYARAK SIRASI İLE OKUYUNUZ.

 

DOMİNO ETKİSİNE İNANIN.

( Bilmeyenler için, domino etkisi denen şey, domino taşlarını bir düzen içerisinde ve belirli bir aralıkla dik olarak dizdiğinizde, adedi ne olursa olsun en baştaki taşa dokunup, düşürdüğünüzde tüm taşların birbirini iterek hiç birisinin dik kalmayacak şekilde düşmesidir. Birbirinden etkilenen olaylar ve kişiler için bu tabir kullanılır.)

 

Herkes değerli, ancak karşısındaki insan kadar.

Siz, önce kendinize değer vermelisiniz. Bedeniniz, iletişiminiz size ait ve özel. Lütfen hayatınızın risk yönetimini yapabilir olun. Hayat sandığınız kadar kolay ve pembe değil.

Benim çabam iyileri arttırmak adına. Lütfen sizler de bu yolu izleyin.

Ben, kendi hayatımda iletişimle ilgili her türlü sorun ve sorunlu kişiler ile başa çıkabilirim ancak bu başkasına yapılmış ise bu konuda uzaktan bir çözüm bulmak ne yazık ki imkansız. Burada devreye sizleri yetiştirme konusu önem kazanıyor.

Siz bana göre kimsiniz? Neden sizi önemsiyorum?

Kendimi bildim bileli haksızlığa tahammülüm yok. Henüz çocukken, benim dışımda dahi olsa sorun, sorunlu kişiler ve haksızlığa uğrayanlar karşısında tepkisiz kalamazdım. Ancak buradaki tepki asla sorunu daha fazla arttıracak yönde olmazdı. Daima yapıcı ve uzlaşmacı olurdu.

Yaşım ile birlikte bu tepkiler ve müdahalelerin boyutu da değişti.

Üniversitede bir grup öğrenci, sırf anfide sigara içilemeyeceği  konusunda yaşlı temizlik görevlisi tarafından kendileri uyarıldığı için görevliye saldırmışlardı. Arkadaşlarımla sohbet ettiğimiz bir anda nasıl olduğunu kendim de şu anda tasvir edemediğim duygular içinde sandalyelerin yazma aparatlarının üzerine basarak atladığımı ve önlerine geçip onlara derslerini verdiğimi hatırlıyorum. Şaşkın bakışlar ve ne olduğunu anlayamamış öfkeli tavırlar ile anfiyi terk edişleri ve diğer öğrencilerin de suya sabuna dokunmaz duruşlarını dün gibi hatırlıyorum. Şehiriçi ve şehirlerarası yol bağlantısı gibi sorunlu bir yerde dolmuş şoförünü yumruklayan tır şoförünü gördüğümde aracı durdurup, inmiş ve koşarak müdahale etmiştim. Bir taraftan polisi aramış, bir taraftan kavga edenleri ayırmaya çalışmıştım. Çevredeki erkeklere de ayrıca neden tepkisiz kaldıkları konusunda ezici sözler söylemiştim.

Caddede bir kadını döven ve saçlarından yerlerde sürükleyen iki adamı, onları gördüğümü, polis çağırdığımı, bir an önce kadını bırakmaları gerektiğini söyleyerek, o andaki devam etmekte olan darplarına son vermelerini sağlamaya çalışmıştım. Hem de bunu iş için görevlendirilmiş, toplantıya giderken şirket aracından inerek ve aynı zamanda elimde bir fotoğraf makinası ile aşikare fotoğraflarını çekerek yapmıştım.

Bir ticari taksi, haksız yere otobüs şoförünü sıkıştırmıştı ve dahası taksi şoförü, yaşlı şoförün burnunu pencereden saldırarak, kırmıştı. Adamcağız kanlar içinde kalmıştı. Kimse tanıklık etmemişti. O dönemde iş için ayrı şehirlerde yaşadığım eşimi bir günlük ziyarete gitmiş olmama rağmen o bir günün gecesini saatlerce karakolda geçirmiştim. Hem de ben, eşim ve yaşlı otobüs şoförü bir bankta, karşımızda da parmağını sallayarak bize günümüzü göstereceğini söyleyen taksi şoförü ile birlikte.

Yaptığım doğru mu? Bugün, bu yaşta ve bugüne kadar bu tip davranışlar sergileyenlerin başlarına gelen kötü tepkiler nedeni ile yaptıklarımı tehlikeli buluyorum.

Ancak ALTIN KURALımızı yineliyorum. Ne diyorduk? O GÜN İÇİN ŞARTLAR ONU GEREKTİRDİ, ÖYLE YAPTIM. Bugün ezilen ve ezen karşısında duruşum ve faydam hala aynı ancak tarzım farklı.

Çizgi filmlerin çoğunda süper kahraman karakterler vardır. Çocuklar bunlara bayılır. Hepsinin de mücadele ettiği kötüler.

Bebeklerin hepsi doğduğunda aynı saflıktadır. Çocuklar da öyle. Büyüme aşamasında bu saflık, sevgi dolu yürek hamur gibi çevre tarafından şekillendirilir ya da yaşantısı nedeni ile doğal olarak şekillenir.

Bebekler ve çocuklar için kullanılan o saf, temiz ve sevgi dolu ifadeler onlar büyüdükçe değişir. Tüm kötü, hain vs. diye tabir ettiklerimizin geçmişi temizdi…

Bizim öncelikle birey sonra da domino etkisi yaratarak toplum olarak yapacağımız nedir?

Bir kere şunu kabul etmeliyiz: kötüler olmasa idi süper kahramanlara da ihtiyaç olmazdı.

Öncelikle dünyaya bakış açımızı olumlu ve savunma yönünde değiştirmeliyiz. Saldırı bakış açımızı silmeliyiz.

Bugün çevremizde hangi kişilik ile tanındığımız önemli değil. Argo bir dil alışkanlığımız olması da önemli değil. Ahlaki boyutu nerelere varsa da ne iş yaptığımız da önemli değil. ÖNEMLİ OLAN BUGÜNDEN İTİBAREN NE OLDUĞUMUZ! İNSANLARA, MESLEKLERE, MADDİ GELİRE VE DİLE KARŞI ÖNYARGILARINIZI KIRIN. DÜZELME YOLUNDA İLERLEYEN HERKESİ KUCAKLAYIN.

Geçmiş temizlenebilir, geçmişten ders alınabilir, insan doğası gereği yetiştirilebilir ve geliştirilebilir yapıya sahiptir. Her şey, her şart değiştirilebilir. Yeter ki biz isteyelim ve alt yapısını oluşturalım.

Kendimizi yetiştirmemiz de yetmez, olumlu olarak çevremizi de geliştirecek sosyal projeler yapalım! Ölümlü olduğumuz bu dünyada iyi bir şey yaparak ölümsüz olalım! Çevremize karşı duyarlı olalım. Önce yakın çevremiz, çekirdek ailemiz ve geniş ailemizden başlayalım, sonra yakın çevremiz ve sonrasında da ülkemiz ve dünyaya dönük çalışmalar yapalım. Bir fikrimiz varsa ve geliştiremiyorsak geliştirebilecek milyonlarca insandan birisinin kapısını ve gerekiyorsa da yüzlercesinin kapısını çalalım. Biz yapamasak dahi yapanlarla gurur duyalım ve onlara destek verelim.

Bu arada projelere karşı çıkan pek çok maddi ve manevi çıkar çevresi olacaktır: tehlike ve yıkıcı davranışlara karşı stratejiler belirlemeniz ve acil durum planları hazırlamanız gerekir.

Her adımınız akıllı ve gözlerini açık olursa yolunuzdaki çukurlara düşmezsiniz.

En önemlisi de büyüme aşamasına geçmemiş, henüz bozulmamış yavrularımız! Onlara bozulmadan bir şeyler öğretelim. Hayatın kötü, çirkin, tehlikeli yönlerini onların yaşlarına uygun olarak, psikolojilerini bozmadan öğretelim ki kendilerini koruyabilsinler. Bugün yanlarındayız ancak bir dakika sonra nerede olacağımız hiç belli olmaz. Hemen şimdi başlayalım, onlarla boş konuşmalar yapmak yerine insani değerlere dönük felsefeler öğretelim, hayata, yaşama dair bilgiler verelim. Basit de olsa karnını doyurabilmeyi, basit ilkyardım müdahalelerini, depremden korunmayı, yalnız savunma için kullanılması koşulu ile savunma sporlarını öğretelim. Her gün bir yabancı dil kelime ya da cümle öğretelim. Günlük plan yapabilmeyi, plana uygun davranabilmeyi, disiplin ile başarı arasındaki bağlantıyı, temizliği, dostluğu, paylaşımı, nezaketi, trafik kurallarını, müzik aleti çalabilmeyi, şarkı söyleyebilmeyi, eski klasik müzik, film ve kitapların ve eski eşyaların önemini vs. öğretelim. Onları tüketim toplumu olarak değil üretim toplumu olarak yetiştirelim. Boş şeyler yerine zamanlarını dolu dolu geçirebilecekleri bir hayat örneği verelim. Biz karşılarında kitap okuyalım ki onlar da hayatın içinde kitabın da olması gerektiğini öğrensinler. Eşimiz eve geldiğinde hoş geldin deyip, yanağına bir buse konduralım ki eşlerine nasıl davranacaklarını görsünler. Her zaman “Bir, sıfırdan iyidir!” mantığında olmalarını öğretelim. Dünyaya getirmenin, yaratmanın, tedavi etmenin zor  ve önemli olduğunu, öldürmenin ya da yaralamanın kolay ve değersiz olduğunu, iyi iletişimin kişinin güçlü olmasından kaynaklandığını ve maliyetinin olmadığını, şiddetin ise güçsüz ve aciz olmaktan kaynaklandığını ve maliyetinin ise çok yüksek olduğunu öğretelim. Dünyanın büyük olduğunu ve herkese yetebileceğini, dünyanın kötülükle değil, iyilikle de yönetilebileceğini öğretelim. Mutlaka sizin de aklınıza gelen basit de olsa küçük zaman dilimlerinde çocuklarımıza öğretebileceğimiz bir şeyler vardır.

En önemlilerinden... İNSAN OLMAYI ve ZAMANI KULLANMAYI öğretelim. Başkalarından bağımsız bir şeyler yapamadıkları sürece bağımsız insan dolayısı ile bağımsız toplum olamayacaklarını öğretelim. Onları motive edelim.

 

Hepinize, insani değerler üzerine kurulu bir hayat dilerim. Hayata dair küçük bir katkı sağlayabilmiş isem ne mutlu bana. Daima iyileri kendinize çekmeniz dileğiyle...

Sürekli gelişim için sizi olumlu geliştirebilecek kişi ve programları izlemeye devam edin...