29. Ağu, 2015

ÇÜRÜK BİBERLERDEN KURTULUN

 

LÜTFEN TÜM MAKALELERİ DERS GİBİ, GEÇMİŞ TARİHTEN BAŞLAYARAK SIRASI İLE OKUYUNUZ.

 

ÇÜRÜK BİBERLERDEN KURTULUN

Anlamak için dinlemek gerekir. Çok mu basit geldi? Dinlemek o kadar kolay olsa idi iletişim kazaları yapılmazdı!

Bir çok birey, karşısındaki konuşurken aslında dinliyormuş gibi yapıyor ancak dinlemiyor. Böylece ya aynı şeyi defalarca soruyor ya da konuyu anlamadığı için konuşan tarafından aptal gibi değerlendiriliyor.

Eğer karşımızdaki kişiyi dinlerken ondan bağımsız olarak aklımızda başka sorun, düşünce, plan vb. şeyler varsa ve o anda anlattığı, bizi birebir ilgilendiren bir konu değilse; anlatılanı anlamıyoruz. Bu ve benzeri anlamama durumları geçici süreçler içerir. Çünkü bizim ruh halimiz değiştiğinde normal şartlar altında, başkasına ait bir konuyu dinlerken ortalama bir birey olarak algımız açık olur. Bizi ilgilendiren bir konu hakkında konuşuyorsa işte o zaman "algıda seçicilik" devreye girer ve bütün anlattıklarını göz önüne aldığımızda bizi ilgilendiren kısmı dikkatimizi çeker, anlarız ya da anlamak için algı alıcılarımızı sonuna kadar açarız. Anlamadığımız kısımlar hakkında sorular sorarız hatta konuyu baştan dinleme sabrını dahi gösteririz.

Anlatılanı anlama konusunda en kötü alışkanlığımız ise ki; bu maalesef değiştirilmesi çok zor bir durum: birey, karşısında konuşan kişiyi görsel olarak inceliyorsa, kaşı, gözü, makyajı ya da traşı, kıyafeti, duruş biçimi yani vücut dili… ya da karşısındaki kişinin gözünde kendisinin nasıl göründüğünü önemsiyorsa… bu durumda algı kapanır ve birey karşısındaki kişinin anlattıklarını anlamaz, konudan kopar.

Bir de art niyetliler vardır. Bir konuyu anlatırsınız; bu konu A olsun. Bunu aslında “A” olarak yani doğru bir şekilde anlarlar. Başkasına aktarırken, “A+” ya da “A -" olarak kendi çıkarlarına göre şekillendirirler. Konuyu, bilinçli olarak eksik ya da yine bilinçli olarak eklemeler ile anlatırlar.

Doğru anlayan ve anlatandan zarar gelmez.

Yanlış anlayıp, başkalarına anlatan kişiler size bilmeden zarar verirler.

Kurnaz geçinip, kötü niyetli olanlar en tehlikelilerdir. Bir kere zihniyeti kötü kişiden her türlü zarar gelebilir. İyilik nasıl ki büyüyorsa, kötülük düzeyi de yıllar içinde büyüyerek gelişir.

En büyük hatamız ise; iyi niyetliden gelen zarar ile kötü niyetliden gelen zararları aynı kefede değerlendirmektir. Bir şeyden zarar gördüyseniz “sonuç önemli” elbette ancak bilmeden size zarar veren değil, istikrarlı bir şekilde sizi “A+” ve “A-" anlatan kişi ipe götürür.

Taze biberden bir şeyler yaparsınız.

Kuru biberden bir şeyler yaparsınız.

Dondurulmuş biberden bir şeyler yaparsınız.

Acı biberden bir şeyler yaparsınız.

Toz biberden bir şeylere kullanırsınız.

Pişmiş biberi dahi tekrar değerlendirebilirsiniz.

Ancak çürük biberden hiçbir şey yapamazsınız. Hayatınızdaki çürük biberlerden kurtulun. Fakat bunu yaparken, onun gerçekten çürük olduğundan emin olun.

Size zarar veren kişilere örneğin Leyla’ya “Üzgünüm, Leyla. Arkadaşlığımız bana zarar veriyor.” diyebilmelisiniz…

Sürekli gelişim için, sizi olumlu geliştirebilecek kişi ve programları izlemeye devam edin...