4. Ara, 2015

ORTADOĞU'NUN BİTMİŞ PROJELERİ...

 

Çocuklar merhaba...

Protestolar toplumda halkın sesi ve sesi çıkmayanların sesidir daima. Sözüm meclisden dışarı...Kimseyi, hiçbir kurumu işaret ederek ya da haddimi aşarak sizleri eleştirecek değilim. Ancak şunu asla aklınızdan çıkartmamanız gerekir: provakatörler, ülkeyi karıştırmak için daima iş başında olacaklardır. Ülkemiz zor bir sınavdan geçiyor. Çocuklarımız bu günleri tarih kitaplarında okuyacak. Dünyanın tavır ve davranışı belli. Birilerinin 3. bin yıllık hedefi, birilerinin 350 yıllık hedefi, projeleri belli. Adım adım uyguluyorlar ve dünyada yalnız bize uygulamıyorlar!.. Birşeyleri sükunetle, birliktelik ile çözmemiz gerekiyor. Kimsenin maşası olmamanız gerekiyor, çünkü ilk kenara atacakları maşalar olacaktır.

A'yı ifade ettiğinizde bunu A+ ya da A- olarak kasıtlı şekilde gösterenler ve ülkeyi daha da karışıklığa sürüklemek isteyenler olabilir. Kaldı ki; ruh sağlığı iyi olmayanlar da devreye girdiğinde işler çığrından çıkabilir. Kim, neye inanıyorsa sükunetle ve akıllı adımlar ile hareket etmelidir.

Bir mevkiye dilek ya da rahatsızlığımızı aktarmak istiyorsak, düzgün iletişim dili ile aktarmalıyız. Ve bunu mutlaka profesyonel olanlar ile yapmalıyız. Kontrolsüz güç, güç değildir.

Her şey göründüğü gibi olmayabilir.

Hayatta tutunduğumuz hedefleri çok sorgulamalıyız. Gerekiyorsa VAZGEÇME hakkımızı kullanmalıyız. Örneğin ben kendi adıma hayattaki hedeflerim belli: müslümanım, İslam felsefesinde insana insan değeri vererek yaşam mantığını çok seviyorum. Dünyayı aklım erdiğince izlemeye, parçaları birleştirmeye ve büyük tabloyu görmeye çalışıyorum. Atatürk'e büyük minnet borcum var. Din, dil, ırk ayırmıyorum; İNSAN OLANA İNSAN değeri veriyorum.

Hayatta öğrendiklerimi kendime saklayarak birşey elde edemeyeceğimin çok farkındayım, o nedenle paylaşıyorum.

Ömrümü öğrenciliğe adadım, sürekli öğreniyorum, çocuklardan, doğadan, profesörlerden... Öğrendiklerimin kaynağının niteliğinin önemi yok, ne öğrendiğimin önemi çok!

Atatürk'çüyüm, her Türk Vatandaşı'nın olması gerektiği gibi... Atatürk'ü özlemek başka birşey, Atatürk'lere ihtiyacımızın olması başka birşey. Atatürk'ü tanımayı çok arzu ederdim, geçti, o nedenle ben de onun dahi olması nedeni ile yaptıklarını bile tam anlamı ile anlayamayacak zekaya sahip olmama rağmen anlamaya çalışıyorum ve en önemlisi onu anlayabildiğim kadarı ile genç kuşaklar ile paylaşmaya çalışıyorum.

Atatürk'ten çıkarttığım en önemli hayat dersi: İyi olmalıyız, iyi olan daima kazanır. Korkunun ecele faydası yok, yaşanacak ne varsa zaten yaşayacağız. Ulus Milliyetçiliği'ni asla kenara atmamalıyız: "Ne mutlu Türk'üm diyene! " sözünü tam anlamalıyız. Yani dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin, Türk Vatandaşı olmakla gurur duyan herkesi kucaklamalıyız, ayrım yapmamalıyız. Vatanımıza çok sarılmalıyız: yani savunma, iletişim,eğitim, bilim, teknoloji, sanat ve özellikle de TARIM yani zehirsiz beslenme bizim için çok önemli. Enerji kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız. Çocuklardan ev hanımlarına kadar ve eğitilmişlerde de lisansı ne olursa olsun, milletimizin mutlaka dünya tarihi, dünya siyaseti, dinler tarihi, felsefeler, iktisadi davranışlar ve iletişim konusunda başlangıç seviyesi dahi olsa bilgi sahibi olması gerektiğine inanıyorum. Böylece "dünya ne hedefle nereye koşuyor?" görülebilir... Annelerimizin bilinçlenmesi çok öenmli: bırakın artık kek ve börek yoğurmayı: erkek ya da kadın Atatürk'ler yoğurun.

İster iktidar yanlısı olun, ister karşıtı sonucu iyi okumanız gerekiyor: Yaklaşık oran % 50 - % 50 . Yani ikisi de küçümsenemez, göz ardı edilemez.

Kötülük daima iyilikle pazarlanır. Millet olarak dışarıya karşı göz daima açık, kalp daima temiz olmalıdır. Saldırı tarzını asla onamıyorum ancak savunmanın sonuna kadar arkasındayım.

İnsanları ve kadroları bir eleştirmekten bir de takdir etmekten korkarım: eleştirebilmek için daha iyisini yapabiliyor olmam gerekiyor. Takdir edebilmek için onu tamamen anlayabilmek için ondan daha üst bir bilgiye sahip olmam gerekiyor.

Sükunet ve akıllı adımlar insanları başarıya götürür. Ne yaparsanız, Türkiye'yi daha da karmaşık hale getirecek şeyler ne olur yapmayın. Sorun, sorunla çözülmez.

Atatürk'ün en büyük şansı hem IQ seviyesinin çok yüksek olması, hem müthiş bir lider özelliği taşıması, hem de son derece iyi bir iletişimci olması idi. Ancak en önemlisi de çok deneyimli bir askerdi. Oyunu başlatırken topa sıkı vuracak bir bütündü ve golü attı. Bu kadar donanımlı birisi gelsin, arkasından pas verecek çok bulunur. Ülkedeki yaptırımınız eğitim, kültür ve stratejik adımlarınız olsun, kadroları daha da zayıflatarak yabancı güçler karşısında bizi istedikleri şekilde Ortadoğu'nun bitmiş projeleri arasında rafa kaldırtmayın.

Saygılarımla, Fikuz