31. Ara, 2015

SEVGİLİ İRFAN DEĞİRMENCİ, YILBAŞI VE TOPLUMA SAYGI...

 

Sevgili İrfan DEĞİRMENCİ...

Gencecik, pırıl pırıl, olması gerektiği gibi, dedelerimizden gördüğümüz gibi yakasının en üst düğmesi hala karşısındakine saygıyla ilikli, 31 Aralık 2015 haberlerini sunuyor! Bu güne özel hazırlanmış; çok da yakışmış.

Günlerdir bir tartışmanın içindeyiz. Yılbaşı kutlansın, kutlanmasın. Kendimi yine tekrar ediyorum: dil, din, ırk ayrımı yapmıyorum, yeter ki; insan davranışları sergilesin, canlıya canlı değeri versin, kimsenin hakkına göz dikmesin ve de haddini bilsin.

Müslümanım, değerlerimize saygım var. Ancak Noel kutlayanların, Noel'lerini kutluyorum. Biz müslümanlar Noel kutlamıyoruz. Yeni bir yıla girerken yeni umutlar ile günlük yaşantımızdan biraz daha özel bir gün yaşamaya çalışıyoruz. Farkı var mı? Yok, ancak hayata bir renk katıyor. Yeni umutlar canlanıyor içimizde sanki o son günü atladığımızda yenilikler ve güzellikler hayatımıza dahil olacakmış gibi... Tıpkı alışverişe çıkıp, küçük de olsa alınan yeni bir kıyafet ya da eşyanın insanın enerjisini yükseltmesi gibi.

Bu yıl ülkemiz ve dünya açısından hatta İNSANLIK açısından çok vahim geçti. Bizim bugün evlerimizde sağ salim yaşıyor olmamızı sağlayan şehitlerimiz oldu ve hala haberlerini alıyoruz kuzuların... İçimiz acıyor, eğlence zamanı değil. Ancak şuna da çok dikkat etmek gerekiyor. Büyük güçlerin istedikleri bir savaş psikolojisi, sosyal psikoloji açısından toplumu çok etkiliyor. Bireysel psikolojik çöküş, toplumsala dönüşüyor. Ülkede ve dünyada yaşananlara kayıtsız kalmayın; ancak lütfen onların istedikleri psikolojik baskılamayı da yerine getirmeyin, uslubunca günlük yaşantının devam ettiğini vurgulayın.

Her özel güne bir ticari bakışı olanlar da var. Onlara da saygı duyuyorum. Çünkü çıkış noktalarına bakılırsa haklılık payları da çok. Ona rağmen özel günleri kutlamayı seviyorum. İnsanlara bahanesi olmadan da birşey verilebilir ancak bu verme-alma faaliyetinin  o dönemde fazlaca olması dahi beni mutlu ediyor. Peki özel günlere ticari gözle bakanlar, lütfen siz de yanınızdaki özel insanınıza bir özel gün tahsis edin öyleyse... Örneğin deyin ki; "Bugün 5 Mayıs ve bugün, senin günün. Her yıl, senin, 5 Mayıs'larda kendini daha özel hissetmeni sağlayacağım." O da mı yok! Peki, söylenecek birşey yok.

31 Aralık sabah haberlerinde bana, bize saygı duyduğunu hissettiren Sevgili Değirmenci'ye ben hepimizin adına teşekkürü bir borç biliyorum. Kendisini mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyorum.

Haber sunumu sırasında Milli Piyango çekilişlerinden bahsederken "Keşke büyük ikramiye seksen milyona bölünebilseydi..." sözcükleri döküldü ağzından. İlerleyen dakikalarda da "harcama yerine biriktirme"ye değindi. Bu ifadeler çok şey anlatıyor; nerelerde olsa nasıl bir anlayışla yönetir, aslında insanlara gösteriyor. Konuşma sırasında seçilen kelimeler, hangi kelimenin kaçıncı sırada söylendiği çok önemlidir. Kişinin bilinçaltındaki düşüncelerini açığa çıkartır. Hani birçok insan karşısındakini kandırdığını zanneder ya; aslında hiçbirisi gerçek uzmanları kandırmayı başaramaz. Ağzından çıkan her söz, bu sözler çıkarken bilgi ya da dileği hafızadan mı yoksa hayal yani kabaca yalan çizgisinden mi çağırıyor, irdelenebilir. Sevgili Değirmenci, hayata bakışını ve prensiplerini o kadar belli ediyor ki...Pek değerli kardeşim, destekle ya da destekleme, senin kimseye ihtiyacın yok; sen kendini bozmaz ve bu prensipler ile devam edersen iyi bir lider olur, milyonları peşinden sürüklersin. Liderlik yalnızca devlete ait bir pozisyon değildir. Hayata bakış açılarını paylaşarak toplumu düzgün bir yolda ilerlemeye sevk eden pekçok yazar, şair, düşünür de bir liderdir de hiç birisi "Ben liderim!" diye dolaşmaz. Peşinden birileri gelsin diye uğraşmaz ama arkası da hiç boş kalmaz.

 

Sürekli gelişim için, sizi geliştirecek kişi ve programları izlemeye devam edin...