...MIŞ GİBİ YAŞIYORUZ!
LÜTFEN TÜM YAZILARI DERS GİBİ, GEÇMİŞ TARİHTEN BAŞLAYARAK SIRASI İLE OKUYUNUZ.
...mış gibi yaşıyoruz!
Çalışıyormuşuz gibi yapıyoruz; maaşlı bir işteyken mesai saatlerinde internette dolaşmayı ya da özel işlerimizle ilgilenmeyi uyanıklık kabul ediyoruz.
İyiymişiz gibi yapıyoruz; bizden daha başarılı, cinsiyetimize bağlı olarak daha güzel ya da daha kaslı ve yakışıklı olanlar hakkında içimizden hiç de iyi şeyler geçirmiyoruz, geçiremiyoruz!
Temizmişiz gibi yapıyoruz; hijyenden bahsediyoruz ancak umumi kullanım alanlarını bizler kirletiyor ya da dağıtıyoruz.
Seviyormuşuz gibi yapıyoruz ancak bencilliğimiz sınır tanımıyor.
Üretiyormuşuz gibi yapıyoruz; üretmek dışında sulandırılmış kopyacılığın önüne çoğumuz geçemiyoruz.
Seçici gibi davranıyoruz; aslında biz hiç de seçilesi davranmıyoruz.
Takdir ediyormuş gibi davranıyoruz; kıskandığımız bu insanları aşağı çekebilmek için arkasından haksız kulis oluşturacak her türlü faaliyetin başını çekiyoruz.
Paylaşımcıymışız gibi görünüyoruz; insanların yalnızca acılarını ve zor durumda kalmalarını paylaşıyoruz; onların başarı, mutluluk ve kazançları her zaman içimizde bir haset oluşturuyor.
Bakıyormuşuz gibi görünüyoruz; baktığımızı söylediğimiz kişinin yanında aslında oyalanıyoruz.
Hastaymışız gibi yapıyoruz; yapmamız gereken işlerden kaçıyoruz, tembellik ediyoruz.
Önemliymişiz gibi yapıyoruz; sürekli bir şeylerin kendimize layık olmadığını dile getiriyoruz. Diğer insanlardan kendimizi sürekli yüksek görüyoruz. Aslında kendi içimizde bu davranışların aşağılık kompleksinden kaynaklandığını biliyoruz.
Yapılan her eleştiriye dudak büküyoruz, tartışmanın önünü kesebileceğimiz halde karşı saldırıya geçiyoruz, kendimizi sorgulamıyoruz ve geliştirmiyoruz, egomuzla konuşuyoruz: ben, ben, ben…
Prensiplerimiz varmış gibi yapıyoruz; genel olarak bayrak kimin için esiyorsa onun rüzgarına göre hareket ediyoruz.
Yönetiyormuş gibi yapıyoruz, aşağılıyoruz, despotluk ediyoruz.
Sadık gibi görünüyoruz; her fırsatı belki de bakılası olmayan gözlerimizle çevreyi kolaçan ederek geçiriyoruz. Bunu bir uyanıklık ve fırsat olarak görüyoruz. Belki de layık olmadığımız eşimizin ütülediği gömlek üzerimizdeyken onu aldatıyoruz.
Sosyalmişiz gibi davranıyoruz; sosyallikten anladığımız gezdiğimiz, yediğimiz, bizim kalabalık çevremiz, mekanlar vs. i başkalarına hava atmak için kullanmaktan öteye gidemiyor. Dünyada her göz kırpışında kaç insan ve bebek ölüyor ya da öldürülüyor bilmiyoruz, araştırmıyoruz, görsek içimiz dayanmıyor, onun için hiiiç bakmıyoruz. Sosyalliği "aktif eğlenicilik" olarak yaşıyoruz. Ya da insanlık için bir şey yapmadan hayatı yaşadığımızı sanıyoruz.
…mış gibi yaşıyoruz !
Sürekli gelişim için sizi olumlu geliştirebilecek kişi ve programları izlemeye devam edin...
En son yorumlar
29/04/2019 tarihli yayında belirttiğiniz bilgi düzeltmesi yapılarak tekrar servis edilmiştir. Tekrar teşekkür ederim. Saygılarımla,
Hassasiyetiniz, uyarınız ve katma değeriniz için çok teşekkür ederim. Bana ulaşan bilgi bu doğrultudaydı, gerekli düzeltme yapılacaktır.Saygılarımla,
Olay doğru ama cümleler provokasyon kokuyor. 100bin değil 10bin. Fakir olarak değil, istanbul'da 1950 lerde vefat etmiştir. Böylesi bir fedakarlığı milleti kışkırtmak için ne hale getirmişsiniz
orchid