22. Ağu, 2015

HANGİSİ MASKEMİZ, HANGİSİ BİZİZ? KARIŞTIRIR OLDUK, BİZ BİLE BİZ KİMİZ?

LÜTFEN TÜM YAZILARI DERS GİBİ, GEÇMİŞ TARİHTEN BAŞLAYARAK SIRASI İLE OKUYUNUZ.

HANGİSİ MASKEMİZ, HANGİSİ BİZİZ?

KARIŞTIRIR OLDUK, BİZ BİLE BİZ KİMİZ?

İnsanoğlu gördüğü, işittiği, okuduğu şeylerden etkilenir. Bu iyi de olabilir kötü de.

Görmeyi, işitmeyi ve okumayı tercih ettiğimiz ve dolayısı ile etmediğimiz şeyler vardır. Bazen istem dışı da olsa bu istemediklerimize maruz kalabiliriz.

Yıllar sonra tercihlerimiz değişebilir. Bu çok doğaldır. Yapılan araştırmalara göre ana karakteristik özellikler dışında bireyin özellikleri uzun vadede değişebiliyor. Bu kişilik ve karakter analizlerinde de ortaya çıkıyor.

Örneğin sinirli ve sabırsız karakteristik özelliğe sahip bir kişi, kişisel gelişim eğitimleri içinde yer alan iletişim, öfke kontrolü, stres yönetimi, argo kültürü eğitimlerini aldıktan sonra benzer içerikli kişilik testlerine tabi tutulduğunda inanılmaz farklı sonuçlar elde ediliyor. Ana karakteristik özellikleri değişir mi? Hayır! Bireyin standarda çekmeye çalıştığımız iletişim kalitesi ve algısı değişir, kişiliğinin bastırılması gereken kötü kısımları bastırılır, iyi ve kullanmasını önerdiğimiz özellikleri ön plana çıkartılır, aktive edilir. Artık hayatta karşılaştığı davranış ve söylemler karşısında ne düşünmesi ve nasıl davranması gerektiğini bilir dahası uygular. Olayları ve söylemleri kişiselleştirmekten uzaklaşır.

Bu kazanım, özellikle iş hayatı için çok önemlidir. Patronunuz örneğin hatalı ya da gecikmiş rapor için size kızıyorsa bu kişisel değil, işsel bir şeydir. Patron kızdı diye arkasından kulis yapmamıza gerek yoktur çünkü bizim oradaki varlığımız istisnalar hariç, yalnız ve yalnız karşılığında personel zaman maliyeti ödenen iş içindir. Bu arada sözüm patronlara: hatalara ve aksaklıklara daima açık olmanız ve personelinizi işten soğutucu tavır ve davranışlar sergilememeniz, onları dozunda motive etmeniz gerekli.

Kişisel gelişim her açıdan hepimize gerekli. Çocuk eğitimlerinde özellikle ebeveyninin de eşzamanlı eğitimci ile birlikte olması gerekiyor ki çocuğun neye neden ve nasıl tepki vereceğini öğrensin. Çünkü eğer eğitimci öğretiyor, çocuk öğrendiklerini uygularken aile buna tepkili davranıyorsa bu çocuğun öğrenmesi hususunda olumsuz etkilere ve hatta bu konulara karşı sönmeye ve ters tepme davranışına döner.

Okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmler… Bir süre sonra çoğunun ismi, konusu, oyuncuları akılda kalmaz. Akılda kalan bir tek şey vardır: izlerken ya da okurken içselleştirdiği detaylar. Birey, günlük yaşantısında söylediği sözlerden, yaptığı davranışlardan örnekleri okurken ya da izlerken bunun kötü bir karakter için kullanıldığını fark ederse bu davranışlardan uzaklaşır. Yine aynı şekilde kendisinin kullandığı sözler ya da yaptığı davranışları iyi bir karakterde görürse bu olumlu yönü pekişir, kişiliği gelişir. Onun içindir ki kaliteli, doğru mesajlar veren görsel ve işitseller bizim için en önemlisi de yetişmekte olan çocuklar için çok önemlidir.

İnsanın doğası enteresan. İyi söz ya da davranışları kolay kopyalamazken kötüleri hemen kopyalamakta ve kullanmaktadır.

Eğer bizler, bizi geliştirici eğitimler, kaynaklar ve kişilere hayatımızda daha çok yer verirsek kişiliğimizi ve dolayısı ile davranış yapısı olarak kendimizi bulunduğumuz seviyenin bir ya da birkaç basamak olarak üstüne çekmiş oluruz. Biz birey ve aile olarak değişirsek, toplum değişir. İletişimi bilen adamla her türlü tartışma içine girebilirsiniz ve bir konu hakkında yol alabileceğinizi ya da hiç yol alamayacağınızı anlarsınız. Bunun için bir süre yeterlidir. Ancak iletişimi kötü adamla tartışmaya girmemeniz gerekir. Kendisini yeterli anlatamadığı için belki de aynı yönde düşünmenize rağmen ortak bir noktaya bir türlü gelemezsiniz ya da tartışmanın içinden çıkamazsınız. Bunun süresi sınırsızdır, konunun içinde dönüp durursunuz.

Davranış ve söylemlerinizi mümkün mertebede kaliteli iletişim standarına çektiğiniz zaman hayatınız kolaylaşır, aile ve iş ilişkileriniz olumlu yönde değişir.

Diksiyon dersine yeni gitmiş olan bir bireyde değişiklikleri fark edersiniz. Her an her yerde bunu kullanmaya çalışır. Kasap reyonundan bir kilo et isterken “Bir kilo et, lütfen.” dahi derken sesinde o inanılmaz eğitim almışlık kokusu vardır. Bu bir süre devam eder. Ancak o gelişim süresinden sonra bireyin öğrendiği bu güzel  bilgiler, edinilmiş kazanımlara dönüşür. Artık yapaylıktan çıkmıştır. Kişinin doğalı olmaya başladığında bilgilerin kullanımı komik yapıdan  çıkar, takdir edilen ve beğenilen bir yapıya kavuşur. Onun içindir ki her öğrenilen bilgi ve edinilen kazanımın olgunlaşması için bir süreye ihtiyaç vardır.

Öğrendiklerimizi kullandıkça ve özümsedikçe biz artık eski biz olmaktan çıkarız. Kullandığımız maske yüzümüz, örnek aldığımız cümleler bizim cümlelerimiz, takdir ettiğimiz ve kodladığımız bireyin davranış kalıpları bizim davranışlarımız olur. Bireysel farklılılar ise hayatın içinde olması gereken renklerimiz… Belki çoğu kişi uyur ama biz bu ve benzeri eğitimler ile uyanmış oluruz. Önce kendimizi sonra yakın çevremizi sonra da toplumu tahlil ederiz. Artık konuşma sırasında seçilen kelimelerden, ses tonuna, vücut dilinden kaçamak cevaplara kadar fark ederiz.

Ne diyelim, dilerim herkes olumlu ve dürüst bir hayat felsefesini benimser de çocuklarını bu standart ile büyütür. Ve dünyanın oluşan yeni standardı ile biz ve bizim gibiler için eskiden dünyayı iyileştirmeye çalışanlar varmış… diye bahsedilir. Kişisel kalite davranışları, öğrenilmiş kazanımlardan çıkar, doğal seleksiyon ile devam eder.

Sürekli gelişim için sizi olumlu geliştirebilecek kişi ve programları izlemeye devam edin...