"KEMAL ÇAĞIRIYOR"
PSİKOTERAPİK HİKAYELER 78
"KEMAL ÇAĞIRIYOR"
“Bozkırın ortasında otuz haneli köyün en uç toprak evinde, sabaha karşı fitilli idare lambası
yandı, tek odada yatan herkes zaten hiç uyumamıştı ve herkes uyandığına göre, anne sesli sesli ağlamaya başladı…
Yaşlı baba ‘Ağlama, iyi değil’ dedi…
Birinci oğullarını yine böyle göndermişlerdi, hiç
haber gelmemişti… Bir gün köyden geçen tek ayaklı bir gazi uğramış ‘Akkaba’da şehit düştü’ demişti…
O kadar…
Anne kurumasın diye ekmekleri bir beze
sardı, oğlunun torbasına yerleştirdi… Bezin bir ucuna tuz düğümledi…
İki yaşlı insan, bir gelin, bir de bebek kalmıştı geriye…
Anne ‘İkimiz de hastayız, gelsen bile geç olur, göremezsin’ diyerek
tekrar öptü oğlunu, sarıldılar… Anne son kez şansını denedi ‘Gitmese olmaz mı?’ dedi…
Baba ‘Gitmesi lazım’ dedi:
Kemal çağırıyor………”
*
O günleri düşünün, öyle kutlayın Cumhuriyet’i…
Dinleyin:
“Kemal çağırıyor…”
En son yorumlar
29/04/2019 tarihli yayında belirttiğiniz bilgi düzeltmesi yapılarak tekrar servis edilmiştir. Tekrar teşekkür ederim. Saygılarımla,
Hassasiyetiniz, uyarınız ve katma değeriniz için çok teşekkür ederim. Bana ulaşan bilgi bu doğrultudaydı, gerekli düzeltme yapılacaktır.Saygılarımla,
Olay doğru ama cümleler provokasyon kokuyor. 100bin değil 10bin. Fakir olarak değil, istanbul'da 1950 lerde vefat etmiştir. Böylesi bir fedakarlığı milleti kışkırtmak için ne hale getirmişsiniz
orchid